Tıp dilinde ‘alopesi areata’ olarak adlandırılan saçkıran, saç köklerini etkileyen ve genellikle bozuk para büyüklüğünde, yuvarlak parçalar halinde, yer yer saç dökülmesine neden olan bir rahatsızlıktır. Saçkıranın farklı türleri vardır ve nadir olarak da tüm saçın hatta vücuttaki tüm kılların dökülmesine neden olur. Genel olarak nedenlerine bakıldığında saçkıran bir bağışıklık sistemi hastalığıdır. Bağışıklık sistemi vücudu dışarıdan gelen tehditlere karşı korumak için tasarlanmıştır. Ancak bazı kişilerin bağışıklık sistemi dışarıdan gelen tehditlerin, hastalıkların dışında vücudun kendisine karşı da saldırıya geçer. Bağışıklık sisteminin bu kendi kalesine karşı yaptığı saldırılardan kaynaklanan hastalıklara otoimmün hastalıklar denir ve saçkıran da bunlardan biridir.
Saçkıran kadın erkek ayrımı yapmaz. Yaş aralığına bakacak olursak çocuklukta başladığına sık şahit oluruz. Saçkıran şikayetiyle doktora başvuran hastaların çoğu henüz onlu yaşlardaki gençlerdir diyebiliriz. Hastalığı her ne kadar halk arasında saçkıran olarak adlandırsak da, saç dökülmesi dışında sakal, kaş, kirpik dökülmesi de görülebilir. Saçkıran hemen herkesin başına gelebilir ama aile bireylerinde saçkıran vakası bulunanların saçkıran olma ihtimali bir parça daha yüksektir. Saçkıran kalıtsal olabilir ama bulaşıcı bir hastalık değildir.
Saçkıranın bağışıklık sistemindeki bir sorundan dolayı ortaya çıktığını söyledik ama bu sorun tam olarak neden kaynaklanıyor, yani bağışıklık sistemi neden saçkırana yol açacak şekilde vücuda karşı harekete geçiyor, tıp dünyası henüz bunu çözmüş değil. Elbette bu konudaki araştırmalar sürüyor ve saçkıranla ilgili belirlenen genel sebeplerden bazılarını aşağıda bulabilirsiniz.
Genler: Saçkıranın ortaya çıkmasında kişinin genetik yapısının rolü olduğu düşünülür. Bu kişilerde virüs, çevresel faktörler, stres gibi etkenler hastalığı tetikleyebilir. Ailesinde saçkıran vak’ası olan kişilerde bu hastalığa yakalanma riski biraz daha yüksek olur. Aile geçmişinde saçkıran dışında diyabet, romatoid artrit, tiroid hastalıkları, lupus bezeri başka otoimmün hastalıkların görüldüğü kişilerde de saçkırana yatkınlık olabilir. Ancak saçkıranın ortaya çıkması başka bir bağışıklık sistemi hastalığının da ortaya çıkacağı anlamına gelmez. Saçkıran olan kişilerde daha çok astım, atopik egzama, saman nezlesi, kansızlık veya tiroid hastalıklarına rastlandığı görülmüştür.
Bağışıklık Sistemi: Bağışıklık sistemi vücudu hastalıklardan korumakla görevlidir. Saçkıranın ortaya çıktığı durumlarda ise, bağışıklık sistemi vücudu korumak yerine vücuda karşı bir saldırıya geçmiş demektir. Bu durumda akyuvarlar (beyaz kan hücreleri) saç köklerinde büyüyen hücrelere saldırır. Bu saldırıdan etkilenen saç kökleri küçülür ve saç üretimi de yavaşlar. Neyse ki kök hücreler saç köklerini saldırıdan etkilenmeyen, yeni hücrelerle destekler ve böylece dökülen saçların yerine yenileri çıkabilir.
Stres: Üzüntü, stres, depresyon benzeri duygusal anlamda kişilere sıkıntı veren durumlar bağışıklık sistemini zayıflatır. Saçkıranın çoğu kez duygusal travmaların, stresli dönemlerin ardından ortaya çıkması bundandır. Zayıf düşen bağışıklık sistemi karşısında stres, saçkıran için tetikleyici bir rol oynar. Örneğin sınav döneminde zorlanan çocuklar ya da sorunlu bir boşanma dönemi yaşayan kişilerde saçkıran şikayetine rastlanması bundandır.
Saçkıran nedeniyle dökülen saçların yeniden çıkıp çıkmayacağı haklı olarak en çok merak edilen konulardan biridir. Bu soruya hemen bir cevap vermek kolay değildir çünkü cevap kişiden kişiye değişir.
Dökülen saçlar yeniden çıkabilir ama bu sonuç, saçkıran bir daha tekrarlamayacak anlamına gelmez. Saçlar ne zaman yeniden dökülür, ne zaman yeniden çıkar, dökülme ne kadar sürer: bu en çok sorulan soruların cevabı ne yazık ki belirsizdir.
Bazı kişilerde saçların tamamı dökülmüş olsa bile hepsinin yeniden yerine geldiği görülür. Bazı vakalarda ise dökülen saçlar ne yazık ki yeniden çıkmaz.
Hayatında yalnızca bir kez saçkıran olmuş ve saçları da yeniden çıktıktan sonra bir daha bu sorunu hiç yaşamamış kişiler vardır. Bazı hastalar ise yıllar boyu saçkıranla mücadele etmek zorunda kalır. Saçlar dökülür, çıkar ve bir zaman sonra yeniden dökülme olur. Hastalığın tekrarlayıp tekrarlamayacağı ya da hangi sıklıkta ortaya çıkacağı yine kişiden kişiye değişir.
Saçkıran sonrası bazı kişilerde saçlar ilk olarak beyaz renkte çıkar ve yavaş yavaş kendi rengine döner. Diğer hastalarda ise daha ilk etapta saçların kendi renginde çıktığı görülür. Saçkıran hastalarda farklı şekillerde seyreden ve neler olacağını önceden söylemenin zor olduğu bir hastalıktır.
Saçkıran tedavisinde kullanılan ilaçlar genellikle kaybedilen saçların yeniden çıkmasına yönelik çözümler sunar ancak hastalığı tamamen ortadan kaldırmak yani tekrarlamasını engellemek gibi bir çözüm sunmaz. Bazı hastalar kendiliğinden, sadece bir kez saçkıran olup bunu bir daha yaşam boyu bu sorunu hiç yaşamazken, diğerleri tekrar saçkıran olma riski altında olabilir.
Saçkıran ağrıya ya da başka sağlık sorunlarına neden olmaz. Bulaşıcı bir hastalık değildir. Fiziksel olarak vücutta saç-kıl dökülmesi dışında bir hasara, aktiviteleri engelleyecek sorunlara yol açmaz. İş, okul, spor hayatı gibi gündelik yaşam temposunu yavaşlatacak bir sağlık sorunu değildir. Ne var ki psikolojik olarak moral bozucu olabilir. Sosyal ve duygusal açılardan kişileri rahatsız eder. Kişiler görünüşlerini kendilerine sorun edebilir ve bu nedenle sıkıntı yaşayabilirler.